Yasemin Bahloul Nirun

Kendimi özetlemem gerekirse; belki sosyolog, sanatçı, medya yapımcısı gibi kelimeler kullanabilirim.

Ama podcastlerden beni tanıyorsanız bu kelimelerin hiçbirininin içinde sıkışmak istemeyeceğimi de tahmin edersiniz!

Benim “kendi yolumda” gitme inadımla önce bana sonra da benimle bu yolu yürüyen herkese açılan kendimize ait odamız burası…

Zamanla, bizimle büyüyecek. Şimdiden burada olan herkese teşekkür ederim.

Benimle çalışmak, birikimlerimden faydalanmak isterseniz bu siteden, @kendineaitbirodapodcast Instagram sayfasından ve podcast bölümlerinden beni ve işlerimi takip edebilirsiniz.

Beni biraz daha iyi tanımak istersen sana şöyle bir özet geçebilirim. Tunuslu bir baba ve Türk bir annenin tek kızı olarak İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. Çocukluğumdan beri anne babamın ortak dili olan Fransızca’da eğitim gördüm. Farklı kültürler, farklı insanlar, farklı mutfaklar her zaman hayatımın temelinde yer aldı. Dolayısıyla kusuruyla doğrusuyla insanı, insan olmayı ve elbette kendimi anlamayı hayatımın ana meselesine döndürdüm.

Üsküdar Amerikan Lisesi’nde okumanın hayatıma en büyük katkısı akademik olmadı; müzikal tiyatroyla tanıştım orada. Kendimi anlamanın ve anlatmanın belki de en büyülü halini bulmuştum. Bir noktada bana yapmam gerektiği söylenen şeyleri tamamladıktan sonra dönmeyi kafaya koyarak hayatta en sevdiğim şeyi okul ve işten sonra kalan vakitte bir hobi olmaya mahkum etmiş ve rafa kaldırmıştım.

Galatasaray Üniversitesi’nde Sosyoloji okumak ise hayatımın en doğru kararlarından biriydi. Zira işe yaramaz görülen bir bölüm olduğu söylenirken sosyoloji benim tüm hayatımı değiştirdi. Sınırlarımın sadece bana ait olmadığını aslında benimle benzer yollar yürüyen birçok insan olduğunu, toplumlar, tarihler olduğunu bana öğretti, hatırlattı. Üniversitenin çoğunda tam zamanlı çalıştım ve bir kısmı öğrenciliğimle beraber giden Kanal D Ana Haber’de sürdürdüğüm muhabirlik kariyerimi nispeten genç bir yaşta çokça tecrübeyle bıraktım.

Ardından biraz kurumsal hayatta beyaz yakalı tecrübesi ile iyice sıkışmış hissedince artık kendi yolumda gitmek istediğime emin oldum. Boğaziçi Üniversitesi’nde Uluslarası İlişkiler: Ortadoğu, Türkiye ve Avrupa bölümünde yüksek lisansımı tamamlarken Türkiye’de diziler üstüne akademik olarak çalışmaya başlamıştım.

Sonrasını podcastlerden az çok biliyorsunuz. Oyunculuk, müzik, yazarlık derken kendimi keşfetmek için binbir yola girdim. Onlardan biri de Kendine Ait Bir Oda Podcast idi.

Ne mutlu ki bugün podcaste başlamamdan dört yıl sonra kendimi anlamam ve anlatmam için bana kaynak olan bir iş yapabiliyorum.

Hayaller, müzikal tiyatro, sanat kısmını soracak olursanız… Çok sevdiğim bir laf vardır; “work in progress”! Kendimi tam da öyle görüyorum; yolda ama ilerleyen bir çalışma… Ve yaptıklarımdan zevk alırken kendimi özgür bırakabildiğim olanı olduğu gibi kabul ettiğim bir hayat diliyorum kendime ve sana…

Bir de artık belki de her şeyden önce anneyim. Mutlu bir anneyim. Ama hayatın gerçeklerini de konuşmayı severim.

Şu anda neredeyse 1.5 yaşındaki kızım, eşim, kedim ve köpeğim ile beraber Londra’da yaşıyorum. Anneliğim ve işlerim dışındaki önceliğimse bu dönemde Londra’da izleyebildiğim kadar oyun izlemek ve elbette yazmaya, oynamaya, şarkı söylemeye devam etmek.

Buraya yoga eğitmenliğimi, astrolojiye olan aşırı ilgimi, tiyatro, müzik, senaryo yazarlığı, oyunculuğa dair aldığım sayısız eğitimi yazmayacağım. Ama kabıma kattıklarımla beraber senin yanında bu yolu beraber birbirimize destek olarak yürümeye adayım.

Size de iyi gelecek bir atölyede, çemberde, etkinlikte ya da bir podcast bölümünde buluşmak için sabırsızlanıyorum!

O zamana kadar, kendine ait odana iyi bak.

Beraber Çalışalım